İnternet üzerinden ürünlerin pazarlanıp satılması, bu amaçla fiziksel bir dükkan açmaya kıyasla, çok daha kolay ve ucuz. Ayrıca günümüzde, şehir, ülke fark etmeksizin, bir bilgisayar ve internet bağlantısı sahibi olan hemen herkes internetten yapılan satışlarda müşteri potansiyelini oluşturuyor. Peki bu durum, internet üzerinde yapılan ticaret vergi yükümlülükleri açısından bir fark yaratıyor mu?
Sorunun cevabını önceden verelim; hâlihazırda yürürlükte olan vergi kanunları itibarıyla, hayır. Ticaretin internet üzerinden yapılıyor olması, vergi yükümlülükleri açısından bir fark yaratmaz.
Satışın gerçekleştiği mecra internet de olsa, yapılmakta olan iş ticari bir faaliyet ise, öncelikle bir vergi mükellefiyeti tesis ettirilmelidir. Satışlar, şirket olarak gerçekleştirilecekse, “Kurumlar Vergisi”; şahsi olarak gerçekleştirilecekse de “Gelir Vergisi” mükellefiyeti tesisi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu faaliyetlerden elde edilecek gelir ilk etapta Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi’ne tabi olmayı gerektirir. Ayrıca, bu gelirler Katma Değer Vergisi’ne de tabidir. Dolayısıyla, vergi mükellefi olan satıcı, satışın gerçekleştirildiği alıcıya, KDV’yi de hesaplayarak fatura kesmelidir.
Bununla birlikte, ticari faaliyetin dışında kalan bir satışın Gelir Vergisi Kanunu’nun 82. Maddesi’ndeki arızi satışlara
ilişkin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün olabilir. GVK’nın 82. Maddesi’ne göre, bir takvim yılında, arızi olarak, ticari işlemlerin icrasından veya bu nitelikteki işlemlere aracılık etmekten elde edilen kazanç toplamının 10.000 TL’lik (273 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılı için 18.000 TL) kısmı, gelir vergisinden müstesnadır. Burada “kazanç” terimi satış bedelinden, maliyet bedeli ve satış dolayısıyla yapılan giderlerin indirilmesiyle kalan tutarı ifade eder.